Seyahat

Yıllanmış Prag

Her şeyin yıllanmışı biraz zevkli olur derler… Şarabın, şehrin, insanın gibi. Bana göre yılların güzellik ve karakter kattığı tek şehir Prag.

 Sokakları, evleri ve yaşayan heykelleriyle Prag tabiri caizse  tam anlamıyla  yaşlı ama gururlu bir kent. Kafka gibi müthiş bir yazarı bağrından çıkaran Prag bugün bir çok ünlü müzeye ve sanat eserine ev sahipliği yapıyor.

Prag’a ilk gidişim bundan 4 sene önce olsa da dün gitmiş kadar hâlâ heyecan duyarım. Şehirle ilk tanışmam karlı bir aralık gecesi olmuştu. Noel yaklaşıyordu ve hava iliklerinize kadar soğuğu bize armağan ediyordu. Prag hüzünlü ama sıcak gülümsemesiyle beni karşıladı ama ne yazık ki hasta olduğum için bunun farkına o an varamadım.

Ertesi gün sabahın ilk ışıklarında  Prag’ı keşfetmeye çıktık. Yollar ve caddeler boştu. Dünyada en çok ziyaret edilen Charles Köprüsü’nü bomboş görmek başlı başına bile bir zevkti ve biz kardeşimle bunu yaşıyorduk. . Kol kola şöyle Vltava Nehri’ne karşı  Charles Köprüsü’nün hikâyesine ve yaşanmışlıklarına değinerek yürüdük. Yol sonunda  8.yüzyıldan bizlere  göz kırpan ilk astronomik saat karşımıza çıktı. Bu saat her saat başı İncil’den bir öğretiyi size değişik figürlerle anlatıyor ve dahası görünümüyle tam bir şaheser.

Old Town meydanının kiliseleri, küçük dehlizleri ve sokak sanatçılarıyla gününüzü keyifli hâle getirebilirsiniz. Tabii ki Kafka Cafe’de bir kahve içmek sizi Kafka’nın yanındaymış gibi hissettirecek ve kendinizi bu masalımsı rüyâda bulacaksınız. Prag’da sokak lambalarının bile 17. yüzyıldan kaldığını ve üstlerindeki örümcek ağlarının bile alınmadığını görünce “Evet” dedim bu şehir nasıl bırakıldıysa hâlâ aynı kullanılıyor. Hele Prag Kalesi’ne çıkarken göreceğiniz her şey sizi sanat zevkinizin doruklarına ulaştıracak. Yapımı 700 yıl süren St.Vitus Katedrali tam anlamıyla mimarinin ne denli önemli olduğunu size hatırlatıyor. Gotik mimariye benim gibi ilgisi olanlar bu katedrale bayılacaklar. Bundan sonra ki yazımda da gotik eserlerden elbet bahsedeceğim lâkin bu eser ilk beş  favori mimari eserime kesinlikle giriyor. Ben Prag’a kardeşimle gittim lâkin sevgilinizle ya da eşinizle giderseniz tadından da yenmez… J Umarım herkesin yolu bu şehre, bu kadîm Orta Avrupa incisine düşer ve dediklerimi hatırlarsınız.  Yeni rotalarda görüşmek üzere…   

Yazar: Beyza GÜNEŞ
Yazar: Beyza GÜNEŞ

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.