Çeviri,  Edebiyat,  Şiir

“YENİDEN DOĞUŞ” BİR, FÜRUĞ FERRUHZAD ŞİİRİ

YENİDEN DOĞUŞ

Tüm varlığım benin, karanlık bir ayettir.

Seni, kendinde tekrarlayarak

Sonsuz çiçeklenmenin ve yeşermenin

Seherine götürecek..

Ben bu ayette senin için ah çektim, ah..

Ben bu ayette seni,

Ağaca, suya ve ateşe aşıladım

Yaşam belki

Her gün filesiyle bir kadının geçtiği

Uzun bir caddedir,

Yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur

Yaşam belki

Bir adamın daldan kendini astığı

Bir urgandır,

Yaşam belki

İki sevişme arası rehavetinde

Yakılan bir sigaradır

Ya da birinin şaşkınca yoldan geçişidir,

Şapkasını kaldırarak,

Başka bir yoldan geçene, anlamsız gülümsemeyle

“Günaydın” diyen birinin…

Yaşam belki de o tıkalı andır

Benim bakışımın,

Senin buğulu gözlerinde

Kendini paramparça yıktığı an…

Benim,

Ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim

Bir duyumsama var bunda.

Yalnızlık boyutlarındaki bir odada,

Aşk boyutlarındaki yüreğim

Kendi mutluluğunun

Sade bahanelerini seyreder,

Saksılardaki çiçeklerin güzelim yok oluşunu,

Ve senin bahçemize diktiğin fidanı,

Ve bir pencere boyutlarında cıvıldayan,

Kanarya ötüşlerini…

Ah…

Budur benim payıma düşen…

Budur benim payıma düşen…

Benim payıma düşen,

Bir perde asılmasının benden aldığı

Gökyüzüdür…

Benim payıma düşen,

Terk edilmiş bir merdiven inmektir ve

Ulaşmaktır bir şeylere

Çürüyüşte ve gurbette olan bir şeylere…

Benim payıma düşen,

Anılar bahçesinde hüzünlü bir gezintidir

Ve “ellerini seviyorum” diyen

Sesin hüznünde can vermektir…

Ellerimi bahçeye dikiyorum

Yeşereceğim, biliyorum

Biliyorum, biliyorum…

Ve kırlangıçlar

Mürekkepli parmaklarımın ucunda,

Yumurtlayacaklar.

Küpeler takıyorum kulaklarıma,

İkiz, iki kirazdan

Ve tırnaklarımı süslüyorum

Yıldız çiçeğinin taç yaprağıyla.

Bir sokak var orada,

Bana âşık oğlanlar, hâlâ

Aynı kırışık saçları, ince boyunları

Ve sıska bacaklarıyla

Küçük bir kızın masum gülüşlerini düşünüyorlar;

Bir gece,

Rüzgarın alıp götürdüğü…

Bir sokak var,

Yüreğim,

Benim çocukluğumun mahallesinden çalmıştır.

Zaman çizgisinde, bir oylumun yolculuğu

Ve bir oylumla,

Gebe bırakmak zamanın kuru çizgisini

Bilinçli bir imgenin oylumu,

Aynanın konukluğundan dönen.

Ve bu şekildedir…

Birisi ölür,

Ve birisi kalır.

Hiçbir avcı,

Çukura dökülen hor bir arkta,

İnci avlamayacaktır.

Ben okyanusta yaşayan

Hüzünlü, küçük bir peri biliyorum

Ve yüreği tahta bir kavalda,

Usul usul çalıyor…

Küçük, hüzünlü bir peri

Geceleri bir öpücükle ölen

Ve sabahları bir öpücükle,

Yeniden doğacak olan…

تولدی دیگر

همه هستی من آیه تاریکیست

که ترا در خود تکرار کنان

به سحرگاه شکفتن ها و رستن های ابدی خواهد برد

من در این آیه ترا آه کشیدم آه

من در این آیه ترا

به درخت و آب و آتش پیوند زدم

زندگی شاید

یک خیابان درازست که هر روز زنی با زنبیلی از آن می گذرد

زندگی شاید

ریسمانیست که مردی با آن خود را از شاخه می آویزد

زندگی شاید طفلی است که از مدرسه بر میگردد

زندگی شاید افروختن سیگاری باشد در فاصله رخوتناک دو همآغوشی

یا عبور گیج رهگذری باشد

که کلاه از سر بر میدارد

و به یک رهگذر دیگر با لبخندی بی معنی می گوید صبح بخیر

زندگی شاید آن لحظه مسدودیست

که نگاه من در نی نی چشمان تو خود را ویران می سازد

و در این حسی است

که من آن را با ادراک ماه و با دریافت ظلمت خواهم آمیخت

در اتاقی که به اندازه یک تنهاییست

دل من

که به اندازه یک عشقست

به بهانه های ساده خوشبختی خود می نگرد

به زوال زیبای گلها در گلدان

به نهالی که تو در باغچه خانه مان کاشته‌ای

و به آواز قناری‌ها

که به اندازه یک پنجره می خوانند

آه …

سهم من اینست

سهم من اینست

سهم من

سمانیست که آویختن پرده ای آن را از من می گیرد

سهم من پایین رفتن از یک پله متروکست

و به چیزی در پوسیدگی و غربت واصل گشتن

سهم من گردش حزن آلودی در باغ خاطره هاست

و در اندوه صدایی جان دادن که به من می گوید

دستهایت را دوست میدارم

دستهایم را در باغچه می کارم

سبز خواهم شد می دانم می دانم می دانم

و پرستو ها در گودی انگشتان جوهریم

تخم خواهند گذاشت

گوشواری به دو گوشم می آویزم

از دو گیلاس سرخ همزاد

و به ناخن هایم برگ گل کوکب می چسبانم

کوچه ای هست که در آنجا

پسرانی که به من عاشق بودند هنوز

با همان موهای درهم و گردن های باریک و پاهای لاغر

به تبسم معصوم دخترکی می اندیشند که یک شب او را باد با خود برد

کوچه ای هست که قلب من آن را

از محله های کودکیم دزدیده ست

سفر حجمی در خط زمان

و به حجمی خط خشک زمان را آبستن کردن

حجمی از تصویری آگاه

که ز مهمانی یک آینه بر میگردد

و بدینسانست

که کسی می میرد

و کسی می ماند

هیچ صیادی در جوی حقیری که به گودالی می ریزد مرواریدی صید نخواهد کرد

من

پری کوچک غمگینی را

می شناسم که در اقیانوسی مسکن دارد

و دلش را در یک نی لبک چوبین

می نوازد آرام آرام

پری کوچک غمگینی که شب از یک بوسه می میرد

و سحرگاه از یک بوسه به دنیا خواهد آمد

FÜRUĞ FERRUHZAD

İran’ın 20. yüzyılda yetiştirdiği en önemli kadın şairlerinden olan Füruğ Ferruhzad, 5 Ocak 1935’te Tahran’da orta sınıf bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Albay Muhammed Ferruhzad ile annesi Turan Veziriteber Hanımın yedi çocuğundan üçüncüsüdür. İlk okulunu 9. sınıfa kadar devam ettirdikten sonra on beş yaşındayken ortaokuldan mezun oldu. Lisedeki ilk üç yılını bitirdikten sonra resmî öğrenimden vazgeçmedi ancak lise diploması alamadı. Daha sonra Kamalolmalk Teknik Okulu’na geçerek kısa süre içerisinde resim ve kostüm çalışmalarını tamamladı. Ama bunlar onun için bir şey değildi. Füruğ, şiir yazıyordu; 16 yaşına geldiğinde eski ustalarının geleneklerinde gazeller bestelemeye başladı.

1963 yılında Füruğ, Yeniden Doğuş adlı eserini yayınlar. Artık şiirde olgunlaşma dönemidir ve sanatsal düzeyi yüksektir. Bu kitabıyla şair, İran şiirinde derin ve etkileyici değişikliklere yol açmıştı.

13 Şubat 1967 tarihinde öğleden sonra saat 14.30’da stüdyoya gitmek için hızla seyir halindeyken karşısına çıkan okul aracına çarpamamak için direksiyonu kıran Füruğ, aracından fırlayıp, boynunun kırılmasıyla 32 yaşında hayata gözlerini yummuştur.

Füruğ Ferruhzad, şiirlerinde kadınların sorunlarını ele almakta, İran toplumunun kadınlara karşı uyguladığı ayrımcılığı eleştirmektedir. Onun bu fikirleri zaman zaman şiddetli tartışmalara yol açmıştır. O İran’da kadınların yaşamlarının daha iyi hak ve koşullara kavuşmasını savunup dönemindeki Şah’ın despotluğuna karşı çıkmıştır. Hiciv şairi olarak da tanınır.

Şiirlerinde derin bir yalnızlık duygusu dikkat çeken Füruğ’un ilk şiirleri Rûşenfikr (Aydın) gibi haftalık dergilerde yayınlamaya başladı.

Yazar(Çevirmen): Yasemin Kır
Yazar(Çevirmen): Yasemin Kır

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak.